İnşaatla ilgili bilgiler
Süleymaniye’nin inşasına ait teknik bilgilerin yer aldığı herhangi bir evrak bulunamamıştır. Mimar Sinan, cami yapımında harç için kullandığı yumurta sayısını, çalışan ustaların milliyetlerini, dinlerini ve günlük ücretlerini 164 ciltlik bir deftere kaydettirmiştir. Mimar Sinan, idarî ve malî detayları en ince teferruatına kadar, emanete sahip çıkma titizliği ve üzerinde küçük bir hak bile bırakmama gayretiyle yazmış; ama teknik detayları açıklamamıştır. Bu durumun hikmeti tam olarak bilinmemektedir. Fakat neticede bizlere sürekli bir anlama-çözme gayretinin miras bırakıldığı açıktır.
Günümüz binalarında konfor faktörü olarak kontrol edilebilen 4-5 özellik varken (yapının ses yalıtımı, izalasyonu, ışık alması, havalandırması vs.) Mimar Sinan 16. asırda yapılan bu eserde 66 faktörü kontrol etmiştir. Bu rakamlar o günün mimarlık-mühendislik birikiminde ecdadımızın geldiği noktayı daha iyi anlamamıza yardımcı olabilir.
Süleymaniye’nin bitirilişine kadar, birçok inşaat tekniğinin kullanıldığını görüyoruz. Mimar Sinan ordudayken tecrübe ettiği zemin mekaniği tekniklerini caminin temel inşaatında uygulamıştır. Temeli kazıldıktan sonra 3 veya 4 yıl beklemeyi ve zemini sıkılaştırma tekniklerinden biri olan kazık uygulamasını Mimar Sinan’da görmekteyiz. Zeminin sıkılaşması ve tabiî zemin oturmalarının yaşanması için 3 veya 4 yıl yük altında bekletilmesi caminin yapıldıktan sonraki muhtemel oturmaların önüne geçmek içindir. İnşadan sonra oluşan oturmalar, yapıda çatlaklar meydana getirmekte ve statiğin bozulmasına sebep olmaktadır.
Süleymaniye’de uygulanan başka bir metot, drenaj tekniğidir. Deprem esnasında zeminin gevşemesi ve yeraltı sularının hareket etmesi sebebiyle taşıma gücü sıfıra inen zemin hiçbir yük taşıyamaz duruma gelir. Buna ‘sıvılaşma’ (liquefaction) denir. Zemin sıvılaşınca üzerindeki yapı bataklığa gömülür (Adapazarı’nda deprem sonrası bazı binalar 1-2 kat zemine batmışlardı). Bu sebeple su yalıtımı ve temelden suyun uzaklaştırılması çok önemlidir. 1950’li yıllarda bugünkü İstanbul Ticaret Üniversitesi binasının bulunduğu yerler istimlâk edilirken Haliç’e bağlanmış künklere (yağmur suyu veya kanalizasyon boruları) rastlanmıştır. Yapılan araştırmalarda bu boru sisteminin Süleymaniye’nin bulunduğu tepedeki suyu drene etmek gâyesiyle temellerin altına yerleştirilmiş ‘çakıl-kum kuyuları’na bağlandığı tespit edilmiştir. Killi toprağın suyu geçirmeyip tutmasından ötürü zemin mukavemetinin zayıflamasına karşın hazırlanan bu ‘çakıllı-kumlu drenaj sistemi’ ancak son yarım asırdır inşaat mühendisliği alanında uygulanmaktadır. Bu drenaj sistemiyle yapı temelden gelecek nem ve sudan korunmuş; oturma olmadığı için çatlamalar da önlenmiştir. Ayrıca dâhi mimar, yapının içindeki rutubet ve nemi dışarı atarak soğuk ve sıcak hava dengelerini sağlayan hava kanalları kullanmıştır. Bunların dışında yazın suyun ve toprağın ısınmasından dolayı oluşan buharın, yapının temellerine ve içine girmemesi için tahliye kanalları yapmış ve bunları da drenaj kanallarına bağlı olarak uygulamaya koymuştur.
Süleymaniye’nin statik ve temel dizaynı gemi omurgası şeklindedir. Almanya’da teknik eğitim almış ve uzun yıllar deniz yollarında çalışmış olan rahmetli Ahmet Selim Suntur , bina olarak caminin çok iyi dengelendiğini (safralandığını) gemi tasarım formülleri ile inceleyerek görmüş ve “Mimar Sinan Hazretleri âdeta bir hacı yatmaz yapmış. Zamanımızda orijinalliği bozulmasına rağmen, bu bina dış etkenlere ve depremlere çok iyi dayanır.” demiştir.
Camide ayaklar üşümesin ve secdede huzur duyulsun, diye yerden 20 cm yüksekliğe kadar hava hızı profilinin sıfıra çok yakın olması (sınır tabaka), sonrasında ise hava hızlarının yükselmeye başlaması temin edilmiştir. *
Mimar Sinan, cami içinde sesin iyi yayılması ve duyulması için harika bir teknik kullanmıştır. Bunun için, yapı şekilleri içinde sesin en iyi çoğaldığı kubbeyi uygulamıştır. Bütün kubbeleri çift olarak yapmış ve damak kubbeyi oluşturmuştur. Kubbe yapısının güçlü tınlatıcı özelliğine ve kubbede oluşacak özel ses odaklanmalarına önlem olarak kubbe köşelerine ve eteklerine içi boş 50 cm boyunda 64 adet küp yerleştirmiş ve bunlarla iyi bir ses elde etmiştir. Ayrıca, zeminde, sesi yansıtmak için tuğlalardan boşluk bırakmıştır. Böylece Süleymaniye harika bir akustiğe sahip olmuştur. **
Camideki geometrik merkezler
Birçok sırrı barındıran taç kapı, önemli bir geometrik merkezdir. İnşasında alışılmışın çok üstünde yüzlerce ton kurşun dökülmüştür.
Diğer geometrik merkez olan is odası cami içinde yanan kandillerin isini toplayıp mürekkebe dönüştüren ve tamamen tabiî havalandırma ile çalışan bir siklon-baca sistemidir. Bu olmasa cami kubbesi kandillerin tesiriyle çok kısa zamanda kararacaktır. İs odası Selimiye’de yapılmamıştır, sadece Süleymaniye’ye has bir tercihtir.
Üçüncü geometrik merkez olan şadırvan, o devrin şartlarında (kısmen Bizans kanalları kullanılarak) Istıranca derelerinden getirilen suyu, tabiî kule prensibiyle hava akımı oluşturarak oksijenle arıtan tarihin ilk içme suyu hazırlama istasyonudur. Bugünün teknolojisi, is odasındaki tabiî hava akımını ve şadırvandaki tabiî kule tesirini hayranlıkla izlemekte; bu teknik, Batı üniversitelerinde doktora seviyelerinde ders olarak işlenmektedir.
Camideki harika tasarımlar
Cami içindeki mesafeler ölçüldüğünde, bütün mesafelerin ebced hesabı ile Allah (cc) ism-i celîlinin katları olduğu anlaşılmaktadır. Dış minare aleminin ve is odası kubbe noktalarının, işaret ettiği dairelerin sönen bir sinüs eğrisi çizdiği görülmüştür. Açılar ölçüldüğünde her yerde 9 değişik sâbit açı kullanıldığı görülmüş ve bu açıların toplamının 273,15 derece olduğu tespit edilmiştir. Aynı şekilde caminin Taçkapı içerisinde hizmet binalarına olan mesafe de 273,15 metredir. O devirde Osmanlı’da metrik ölçüler kullanılmadığı düşünülürse, bulunan neticelerin orijinalliği ortaya çıkmaktadır.
Minare yüksekliği, kubbe çapı vs. gibi bazı uzunluk ve açılar birbirine orantılandığında “pi” sayısı, 1,6 (altın oran) gibi bilinen katsayıların yanında, meselâ 23 (tam derece olarak Dünya ekseninin eğim açısı), 4,18 (kalori/joule çevrim katsayısı) ve logaritmadaki “e” sayısı gibi o zamanın şartlarında pek alışılmadık katsayıların da sıklıkla kullanıldığı görülmektedir. Araştırma ekibi bundan yola çıkarak, cami tasarımında ısı, manyetik alan ve değişik şekil ve hâldeki enerjilerin birbirlerine dönüştürülerek dengelenmesi için hesaplamalar yapıldığı neticesine varmıştır.
Külliye, âdeta bir canlı gibi bütün dış tesirlere karşı korunma refleksleri veya koruyucu enerji küreleriyle donatılmıştır ve bu kürelerin tamamının is odasında kesiştiği anlaşılmıştır. Bu çalışmalar sırasında Süleymaniye Camii, Mısır piramitleriyle -resimler üzerinden- kıyaslandığında, kesit olarak her ikisinin de, taban açıları 66 derece olan çok dengeli birer ikizkenar üçgen olduğu tespit edilmiştir. Firavun mumyasının, piramit yüksekliğinin tabandan itibaren 1/3 kadar yukarısına (Piramit tepesinden yüksekliğin 2/3’ü kadar aşağıda) yerleştirilmesine karşılık, Süleymaniye Camii’ndeki is odasının, üçgen kesitin ağırlık merkezinde (Cami yüksekliğinin tabandan itibaren 1/3’ü kadar yukarısında) yer aldığı tespit edilmiştir.
Süleymaniye’de yapılan araştırmalarda akustik enerjinin ısıya eş değerliliği ve soğutma işinde kullanımıyla ilgili veriler bulunmuştur. Verimi düşük olan bu kullanımın diğer enerji türleri ile desteklenerek veriminin yükseltilebileceği düşünülmektedir. Eğer bu buluş geliştirilirse, insan sesiyle soğutma yapılabilecektir. *
Mükemmel netice
Süleymaniye Camii’nde gördüğümüz bu mükemmellikler bize “Her şeyi maddede arayanların akılları gözlerine inmiştir. Göz ise mâneviyata kapalıdır.” vecizesini bir kez daha hatırlatıyor. Mimar Sinan Hazretleri’nin tekvinî emirleri de çok derinden keşfettiğini anlıyoruz. Evet madde ve mânâyı bir arada harmanlayan ilim sahipleri, bizlere zaman üstü bir anlayışla mihmandarlık yapıyor, hakikat aşkının insanı ilimde derinleşmeye ve Esmâ-i Hüsnâ’nın tecellilerine vâkıf olmaya ulaştıracağını haykırıyorlar. İlmi sonsuz Rabb’imizin (cc) bizlere bahşettiği bu ilimler, geleceğin fikir işçilerinin bayraktarlığını yapacağı güzelliklere de vesile olacaktır ümidindeyiz.
Osman Tarık GÜLTEK
_______________
Dipnotlar
* Bu noktada, Süleymaniye Topluluğu’ndan bahsedilmesi yerinde olacaktır. Rahmetli Ahmet Selim Suntur’un liderliğinde çalışan bu grup, Süleymaniye Külliyesi’nde ASHRAE (Amerikan Isıtma Soğutma ve Hava Şartlandırma Mühendisleri Birliği) ile birlikte tarihî mekânlarda klima konusunda bir projeyi tatbik etmek için çalıştıklarında yukarıdaki neticede ulaşmışlar.
** Öğr. Gör. Şadan Güvenir (*) D.E.Ü. Buca Eğitim Fak.Müzik Eğt.A.B.D. İzmir “Sanatta Araştırma ve Bilinçin Önemi Damak Kubbe” Bu makale “Öğr. Gör. Şadan Güvenir ve Dr. Tolga Kandoğan” tarafından “28.Türk Ulusal Otorinolarengoloji ve Baş Boyun Cerrahisi Kongresinde” sunulmuştur.
Kaynaklar
- Yıldız Teknik Üniversitesi İnşaat Fakültesi ders notları.
- Ahmed Refik, Âlimler ve Sanatkârlar, Kültür Bakanlığı Yayınları, 1980.
- Süleymaniye Topluluğu Çalışmaları, Scientific Revelations in Holy Quran.
- Prof. Dr. Birol İbrahim Kalkış, Technical Paper, ‘A simplistic thermal model for solving the exergy flow of the universe with continuous functions of cosmological parameters’, Int. J. Exergy, Vol, 2004, 1. No. 4, pp.438-447.
- Rehber Ansiklopedisi, c. 12, Türkiye Gazetesi Yayınları.
- Haşim Söylemez, Sinan Depremi Çözmüştü, Aksiyon Dergisi, 15-21 Ocak 2000.
- Mimar Abdülkadir Akpınar, Tarihî eser restorasyonlarıyla ilgili notları.
- Tanju Çantay, 16-17. Yüzyıllarda Süleymaniye Camii ve Bağlı Yapıları, İstanbul, 1989, s. 45.
- Celâlzâde Mustafa Çelebi, Tabakatü’l-memalik ve Derecatü’l-mesalik, Hekimoğlu Ali Paşa Kütüphanesi, 778, y. 4766. Süleymaniye Kütüphanesi.
- Evliya Çelebi, Evliya Çelebi Seyahatnâmesi, Ahmed Cevdet Basımı, I. cilt, İstanbul, 1314, s. 157, 333.
- Ömer (Lütfı) Barkan, Süleymaniye Camii ve İmareti İnşaatı, (I550-1557), I. cilt, Ankara, 1972, s. 25.
- Ahmet Rasim, Selim Suntur (Rahmetli), Süleymaniye Topluluğu Başkanı.
- Prof. Dr. İbrahim Birol Kılkış, OTDÜ Öğretim Üyesi.
- Celaleddin Gökçek, Ziya Gökçek, Ahmed Kimyacıoğlu, Ali Reyhan Esen.
- Kamil Fırat, Kubbeler Sonsuz Döngü, Family Finans Yayınları.
- Reha Günay, Sinan the Architect, Yapı Endüstri Merkezi Yayınları.
- Dr. Süleyman Molla İbrahimoğlu, Muhteşem Süleymaniye Kitapçığı.
- Kültür Bakanlığı web sitesi.
- Öğr. Gör. Şadan Güvenir, Sanatta Araştırma Ve Bilinçin Önemi Damak Kubbe, Buca Eğitim Fakültesi, İzmir.
- Mansion, Madeleine, (1947), “L’ Etude Du Chant” Librairie Hachette. S.A., Buenos Aires.
- Baytin Tulü, Binalarda Akustik Tedbirler, İstanbul Teknik Üniversitesi Matbaası, İstanbul, 1963.
- Cevanşir Behbut, Gürel Güzin, Foniatri, İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi, İstanbul, 1982.
- Vitruvius, Mimarlık Üzerine On Kitap, Şevki Vanlı Mimarlık Vakfı Yayınları, İstanbul, 1998.
- M. Rath, Leland, Mimarlığın Öyküsü, Kabalcı Yayınevi, İstanbul, 2000.
- Zeren, Ayhan, Müzik Fiziği, Pan Yayıncılık, İstanbul, 2003.
- Şadan Güvenir, Ses Yapısal ve İçsel Bilincin Oluşturulması, Atadost Matbaa, İzmir, 2004.
- Prof. Dr. Oğuz Borat’ın notları