BU HİKAYEYİ DEPREMDE ÖLEN SAKARYALI KARDESLERIME VE GERCEK TATANGALARA ITHAFEN YAZDIM (yazmış)
Yeşil-Siyah Bir Aşk
Birbirini seven iki yürek yaşlarının verdiği dinamizmi, cesurluğu sade ve sadece aşkta bulabilenlerin hikayesi.
Genç kız, o gün yine erken gelmişti buluşma noktasına.Her zaman önceden gelir, deniz kenarına en yakın bankta yerini alırdı...
Boğazın eşsiz güzelliğine daldı bir an....
Birden gözlerini kapayan bir el hissetti üstünde ve ardından "ben kimim" diye soran tanıdık bir ses... Sen benim yaşama umudumsun diye cevapladı gözleri parıldayarak..
Karşısında biricik aşkı gülümseyerek sarıldı genç kıza.Birbirlerinin kokusunu yeterince sineye çektikten sonra omuz omuza vererek düşünmeye başladılar, masmavi denizin güzelliği, martıların bir simiti paylaşma kavgaları eşliğinde..
Kız.. ne olacak sonumuz dedi heyecanla..Söz bu hafta sonu maçtan sonra seni isteticem dedi erkek.
Kız bu cevaba sinirlendi.Bizim evliliğimiz bir spor takımının başarısına endeksli olacak kadar küçük mü? dedi sesini yükselterek..B irde 12 saat yol gideceksin üstelik dedi.Benim için hayatımda bir sen bir SAKARYA var. Ben annemi ve babamı toprağa orda verdim.Ben bu kalbe iki ölümsüz aşkı sığdırdım.Sakarya'da doğdum, orda büyüdüm...Sakaryamı temsil eden sadece ve sadece bir takımımız ve arkasında savaşan taraftarları var.Ve bu şehir en iyisine layık.Depremde ölen arkadaşımın tek dileği bu ve vasiyetini yerine getirmeliyim dedi ve gözlerinden bir damla yaş süzüldü..
Genç kız bu durumda hem yumuşadı ve ne olur kendine dikkat et dedi.Merak etme..Seni Sakaryaspor formam ve kupa ile karşılayacağım dedi heyecanla..Uzun uzun sarıldılar kızın evinin yakınındaki durakta...Ve gözden kayboldu iki yürek.. 2 gün sonra kız, sevgilisinden bir türlü haber alamadı.Hemen koşup sevgilisinin sevincini paylaşmalıydı.Çünkü Sakarya maçı kazanmış, ve birinci lige çıkmıştı..
Heyecanla gencin kardeşi ile yaşadığı prefabrik tipi barakanın önüne geldi.Kapıyı çaldı, kapıyı açan kardeşinin gözleri şişmişti.Abin geldimi diye sormasıyla evin ortasına koşması bir oldu.
Üzerinde Sakaryaspor forması ile sevgilisini gördü ama yeşil-siyah bir tabutun içinde.Genç kız o an fenalaştı, hsataneye kaldırdılar.Maçtan sonra rakip taraftarların otobüse attığı taşın başına gelmesiyle beyin kanamasından ölmüştü.Gencin cebinden kan ile lekelenmiş buruşuk bir kağıt çıkarıldı..
Şu an yine seni ve Sakaryamı düşünüyorum.Az önce dalmışım.Sakaryamı gördüm, yine Depremi ve ölümü hissettim. Küçük çocukların, haykırışlarını, dilsiz annenin rüyasında oğluna beni kurtar deyişini, enkaz altındaki gelinin bilezikleri için kolunun kesilişini gördüm.Yine o ceset kokusu sindi üzerime, yine mezarlara sahipsiz cesetlerin fırlatılışını gördüm.Ve ağlayarak uyandım.Ne sensiz ne Sakaryasız... Eğerki ölürsem azrailim Sakaryaspor olsunki, ben ölümü gülerek karşılayım..Ben seni ve Sakarya'yı "bizden sonra sevecekler gerçek aşkı" görsün diye sevdim.Yaşama umudumsun unutma..
Ertesi gün cenazede yeşil-siyah bir tabut ve önünde yeşil-siyah formalı bir genç kız ve binlerce sakaryalı vardı.Genç sahipsizler mezarlığına gömüldü ama tek bir farkla.
Tarihte ilk kez bir futbol takımı aldığı kupayı müzeye değil bir taraftarın başucuna gömdü.